Einstein Kafası
İçerik Kategorisi
Son Yazıları
Etkinlik mi? Verimlilik mi?
Amazon Bir Orman Adıdır
Helsinki Otogarı
Akıl mı Duygu mu?
"Daha İyi"nin Sınırları
Gittikçe karmaşıklaşan bir bilgi dünyası içindeyiz. Medeniyetin kurulmasından 2003 yılına kadar yaklaşık 5 exabyte bilgi üretilmiş oysa ki biz bu byte'a sadece 2 günde ulaşır durumdayız. Her an bilgi yerini yeni bir bilgiye bırakıyor o kadar hızlı ki sahip olmak ile tüketmek arasındaki zaman “an”larla sınırlı gibi...
Londra'da bir hocam demişti ki; “Pazarlama; insan duygularını, algılarını, matematiksel verilerle ve sanatla etkileme bilimidir”. 1940'lı yıllarla birlikte Pazarlama uzmanları, duyguları daha da kışkırtmanın sırrını çözmeye çalışıyorlar... Nörobilimci Antonio Damasio'nun “Bizler duyguları olan düşünen makineler değil, düşünebilen duygu makineleriyiz” derken kararlarımızı duygusal olarak verip mantıksal sebeplere dayandırdığımızı ne güzel de özetlemişti. Sezen Aksu bir şarkısında bunu “insan kusuru” olarak kullanmıştı... İnsan beyni yüz milyar sinir hücresi ve bir milyon kilometrelik sinir ağı ile evrendeki en büyük gizemlerden biri olmaya devam ediyor. Beynimiz, bedensel kütlemizin sadece yüzde ikisini oluşturuyor ama toplam enerjimizin yüzde yirmisini tüketiyor. Beynimizin yalnızca yüzde 20'sini bilinçli olarak kullanabiliyor olduğumuz gerçeğini gözden kaçırmamalıyız. Beyin; sadece hayatta kalmamaya odaklı olarak tehditlere karşı her şeyden daha fazla duyarlı..i Yani mesajlar, reklamlar, markalar pek de umurunda değil... Günümüzde günde ortalama 10 bin mesaj algıladığımız yönünde bir veri var. İşte bu verilerin ışığında bir müşterinin beynini en fazla uyaran şey “merak”…
Son günlerde yeni bir zeka tanımı yapıldı; MERAK ZEKASI (CQ-Curiosity intelligence). Merak; zeka kadar önemlidir deniyor.
Bildiğimiz Entelektüel Zeka ve Duygusal Zeka'dan sonra merak zekası son günlerde çokça konuşulur oldu. Kişinin merak düzeyini ifade eden CQ zihinsel tutkuyla ya da iştahla alakalı. CQ düzeyi yüksek insanlar, sorgulayıcı ve yeni deneyimlere açık oluyorlar... Yenilikleri heyecan verici bulur, rutinlerden kısa sürede sıkılırlar. Konfor alanı dışında dolaşmayı tercih ederler. IQ ya da EQ kadar çok tanımlanmamış olsa da; karmaşıklığı çözmede, çok yönlü problem çözme yeteneğinin arkasında bu zeka yoğunluğunun olduğu ifade ediliyor.
CQ; ÖZELLİKLE KARMAŞIK SORUNLARA GETİRİLEN BASİT ÇÖZÜMLERİN aracı olarak tanımlanabilir. IQ'den farklı olarak, EQ gibi CQ de geliştirilebilir nitelikte...
Artık; bu karmaşıklık ve hız çağında ve beynimizi de pek de iyi kullanma yetisine henüz ulaşamamışken “akılda kalmak, tercih edilir olmak” ancak merak uyandırarak mümkün olabilir.
Merak uyandıran markalar, ürünler, sofistike karışımlar, renkli vaadler merak uyandırdığı takdirde “değer” buluyor.
*Dijital Network Alkaş (“DNA”), blog yazarı tarafından DNA'da paylaşılan içeriklerin doğruluğundan, geçerliliğinden, güncelliğinden ve telif hakları konusundaki iddialardan sorumlu değildir. Tüm hukuki ve cezai sorumluluk blog yazarına aittir.
Son Yazıları
Etkinlik mi? Verimlilik mi?
Amazon Bir Orman Adıdır
Helsinki Otogarı
Akıl mı Duygu mu?
