Konumuz: Yapay Zekâ ve Etik / “İnsanoğlu Kıvrak Organik Zekâsıyla, Yapay Zekâya Uygulama Çerçeveleri Oluşturabilecek”


İçerik Kategorileri
AVM C-LEVEL DİĞER GAYRİMENKUL OFİS / CO-WORKING PERAKENDE TEKNOLOJİ ÜRETKEN YAPAY ZEKA YAPAY ZEKA

Son Yazıları
Bayramlar & Yarınımız Çocuklar
GAYRİMENKUL  AVM  DİĞER  PERAKENDE  OFİS / CO-WORKING  LIFESTYLE  C-LEVEL 
A-lış V-eriş İ-şleri – Niçin, Ne Yazdım?
GAYRİMENKUL  AVM  PERAKENDE  OFİS / CO-WORKING  GİRİŞİMCİLİK  C-LEVEL 
2024 Yılı M-AN-ifestom – İyi Olmak Üzerine…
DİĞER  LIFESTYLE  C-LEVEL 
Motivasyon AN'ları
DİĞER 
Motivasyon AN'ları
Blog 2022, 2 Şubat
2024, 29 Mart

Yapay zekânın kullanımının artması, farklı sektörlerdeki kullanım alanının genişlemesiyle birlikte son dönemin en çok konuşulan gündem maddelerinden biri “Yapay Zekâ Etiği” oldu.  

Bu teknolojilerin geliştirilmesine ve kullanımına rehberlik eden ahlaki ilkelere ihtiyaç duyulduğu bir gerçek; ancak bunların oluşturulması, oturması ve kitleler tarafından benimsenmesi için zamana ihtiyaç var. 

Alkaş ve HAN Spaces Yönetim Kurulu Başkanı Avi Alkaş'ın bu konudaki görüşlerini aldık.

Thomas Friedman “Geciktiğin için Teşekkür Ederim” kitabında, “Her sabah cahil uyandığımı kabul ederek güne başlıyorum” diyor. Teknolojide eşikler o kadar hızlı aşılıyor ki bunlara şaşıracak zaman dahi bulamıyoruz. YZ'nin merkezde olduğu teknolojideki bu hızlı dönemi siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Baş döndürücü hızla değişen bir dünyadayız. Yine dostum ve ilgiyle takip ettiğim Thomas Friedman'ın “Dünya Düzdür” (The World Is Flat) kitabında aktardığı bir Afrika atasözü vardır: 

“Afrika'da her sabah bir ceylan uyanır. Her sabah bir aslan uyanır. 
Aslan bilir ki en yavaş koşan ceylandan daha hızlı koşmazsa aç kalacaktır. 
Ceylan da bilir ki, en hızlı koşan aslandan daha hızlı koşmazsa aslana yem olacaktır.”

Bu kapsamda Friedman'ın, bu ve “Sıcak Düz ve Kalabalık” kitaplarından da esinlenebileceğimiz gibi bizim her sabah uyandığımız zaman o gün neyi, yeniden öğrenebileceğimizi veya sil baştan yepyeni uygulamalara nasıl kendimizi uyarlayacağımızın uyanıklığında olmalıyız. Uyanır uyanmaz yaşamın baş döndürücü hızına kendimizi kaptırarak ama yine de kontrolü elden bırakmadan bunu yapmalıyız.

Bir yanda her geçen gün YZ ile ilgili yeni, inovatif bir gelişme okurken, diğer yanda YZ araçlarıyla oluşturulan uygunsuz görsellerin, deep-fake videolarının yayıldığına tanık oluyoruz. Son dönemde en çok gündeme gelen konulardan olan YZ etiği ile ilgili neler söylersiniz? 

Kısa süre önce Avrupa Parlamentosu tarafından onaylanan Avrupa Yapay Zekâ Yasası, dünyada yapay zekâ kullanımına ilişkin kurallar getiren ilk yasal düzenleme olarak tarihe geçti. Çeşitli yüksek riskli YZ sistemlerine izin verilecek ancak yüksek riskli YZ sistemlerinin AB pazarına erişimi bir dizi katı kural ve yükümlülüğe tabi olacak. YZ'nin bazı kullanımlarındaki risk "kabul edilemez" olarak değerlendirilecek ve bu sistemler AB'de yasaklanacak. Henüz tabir-i caizse “dumanı üstünde”. Yasanın neler getireceğini, hangi sonuçları doğuracağını zaman içerisinde çok daha net görebileceğiz. 

Ancak bu noktada önemli olan şu: Bizim insanoğlu olarak YZ'nin efendimiz mi, yoksa kölemiz mi olacağına iyi karar vermemiz gerekiyor. Birçok açıdan insanoğlundan çok daha hızlı tarayabilen, verileri kontrol edebilen ama öte yandan da insanın kıvraklığına, inisiyatif kullanma becerisine henüz erişemeyen YZ'nin önümüzdeki dönemde kötü niyetli kişilerin elinde zarar verici uygulamalar yerine olabildiğince iyi niyetli, yapıcı, insanlığın yararına ve hizmetine daha iyi uygulamalarla gelmesini sağlamamız gerektiğini savunuyorum. Bu bağlamda YZ ile ilgili tahmin ediyorum ki teknoloji daha hızlı gelişse bile yasal düzenlemeler, genel kabuller de giderek oturmaya başlayacak. 

Bu çerçevede YZ'nin birtakım işleri ortadan kaldıracak, yok edecek olması gibi ürkütmeler yerine aksine YZ ile yapılabilecek yepyeni işleri üretmemiz gerecek. Gençlerimize bunları yasaklamak yerine bu teknolojileri kullanarak, bu yararları daha iyi kullanabilecekleri ortamlar sağlamak suretiyle YZ sayesinde hayatımızın kolaylaşmasına önayak olmalıyız. 

Hayvanları binek araçlarda kullanmaktan motorlu araçlara oradan da elektrikli araçlara geçiş yaptığımız, belki de kıtalararası ulaşımın çok daha süratli olacağı, uzaydaki yepyeni fetihlere gideceğimiz bu dönemde, bizim de YZ'den korkmak, ona karşı engelleyici önlemler üretmek yerine, onu yanımıza almanın, onunla birlikte yürümenin ve ondan en iyi şekilde yararlanmanın yollarını bularak bu iyilikleri yaymanın ve kötülükleri önleyecek çareleri bulmamız gerektiğini düşünüyorum. 

Ancak diğer yanda bütün bu teknolojilerde 1 dakika içinde film üretebilen, Siri'lerden Sora'lara geçtiğimiz bu dönemde, ümit ediyorum ki insanoğlu yaratıcı ve kıvrak zekâsıyla YZ'ye de belirli uygulama çerçeveleri oluşturabilecek. 

“Çok Daha Farklı Yeniliklere ve Yepyeni Keşiflere Hazır Olmalıyız”

Bu doğrultuda YZ çağında gençlere, girişimcilere neler önerirsiniz?

Ben henüz bu işte yolun başındayım. Gerçi ilk kitabım “A lış  V eriş  İ şleri”nin  şükrAN bölümünü, son sözünü YZ'ye yazdırabilmiş bir kişi olarak şunu söylemek isterim: Bence YZ'nin artıları, eksilerinden daha fazla. Dolayısıyla eksileri nasıl kontrol altında tutacağımızı, eksilerin yıkıcı tesirlerine kapılmaksızın olumlu yönlerinden nasıl daha fazla yararlanabileceğimizi eğer genç girişimler yepyeni uygulamalar ve yazılımlarla bize sunabilirlerse, hem onlar kendilerini geliştirip daha güzel ürünler çıkmasını sağlayacaklar (daha kârlı olacaklar, daha hızlı büyüyecekler) hem de bizler daha az zamanda, daha verimli bir şekilde ve daha çok iş yapmanın sırlarını çözeceğiz. 

Ben 60 yaşını geçmiş bir iş insanı olarak elimdeki mobil cihazlar ya da bilgisayarlarla daha önce olmadığı kadar çok daha hızlı, yenilikçi ve yaratıcı çözümler kullanabiliyorum. Düşünün ki benim üniversite yıllarımda, biz koca odalar büyüklüğündeki bilgisayarlara “punched card (delikli kart)” ile veri verirken, yakın zamanda beynime takmayı düşündüğüm çiple ekranları hareket ettirebileceğim. Belki de iletişimimi, beynimdeki çiple veya elim şeklindeki telefonumla sağlayacağım. Dolayısıyla Jules Verne'in rüyalarının gerçek olması örneği gibi bundan sonra çok daha farklı yeniliklere ve yepyeni keşiflere hazır olmalıyız diye düşünüyorum. 

Burada, son zamanlarda kendisini her daim dinlemekten ve izlemekten büyük keyif aldığım çok değerli büyüğüm ve günümüzün bence en önemli düşünürlerinden ve teknologlarından sevgili Cengiz Ultav'ın DOZ (Dejeneratif Organik Zekâ) kavramındaki gibi YZ ile OZ karmasının, iyi harmanlanarak soru sorma mühendisliği incelikleri ve ustalığı ile çok daha verimli sonuçlara, daha kaliteli ve dolayısıyla da daha mutlu yaşamaya götüreceğine inanıyorum.

Paylaş 218