Kurumsal İletişimin Geleceği, Geleceğin Kurumsal İletişimi

2022, 19 Ekim

Kurumsal İletişimciler Derneği'nin 2021 yılı Eylül ayında yayımladığı "Kurumsal İletişimin Geleceği" başlıklı araştırma raporunu bundan önce birkaç defa okumuş ve gayet kapsamlı hazırlanmış bu raporu her okuduğumda, parmak bastıkları tüm noktaların gayet yerinde tespitler içerdiğini geçirmiştim içimden. Raporun her bir başlığı üzerine onlarca blog yazısı yazılabilir elbet ancak bugün ben hem kurumsal iletişim yöneticisi hem de eğitmen kimliğimle raporda geçen bir cümle üzerine düşünelim istiyorum.

Tüzel Kişiliği Birey Olarak Değerlendirmek

Yetmiş beş sayfalık raporun elli birinci sayfasındaki “Kurumsal İletişimin Geleceği” başlığında değinilenler; aslında işimle ilgili uzun süredir üzerine düşündüğüm, dillendirdiğim ve dillendirmediğim her şeyin sayfalarda yer bulmuş haliydi. Kurumsal iletişim profesyonelleri değişimi yönetebilmek adına kilit bir rol üstleniyordu. Ne var ki bu, bir şirket içerisindeki tek bir pozisyonla sınırlı tutulamayacak kadar hassas ve kritik bir noktaydı. Kurum kültürünün içselleştirilip değişim ve dönüşüme ayak uydurulması noktasında kurum; (araştırma raporunda da ifade edildiği şekliyle) bir birey olarak ifade ediliyordu ve kurumsal iletişim profesyonellerinin birincil görevi, iletişiminden sorumlu olduğu kurumu doğru düzgün bir birey haline getirmektir; şeklinde tanımlanıyordu.

Tüzel kişilik olan kurumu birey olarak değerlendirmek, aslında gayet mantıklıydı. Sonuçta ister dikey ister yatay bir organizasyon olsun, bu organizasyonu oluşturan her bir parça insandan ve o insanların görevli oldukları birimlerden meydana geliyor. Tüm bileşenlerin bütünlük sağladığı noktada da önce kurum, ardından da zaman içerisinde kurum kültürü oluşuyor. Hal böyle olunca konu ister değişimi yönetmek ister dönüşüme öncülük etmek isterse de çalışan/müşteri bağlılığı yaratarak organizasyonun yaşam boyu değerini uzun zamana yaymak olsun; birey olarak ifade edilen kurumu aklı başında, ayakları yere basan, hedefleri olan, bu hedefler doğrultusunda pes etmeden ilerleyen, fark yaratma ideali ve katma değer sunma misyonu ile çağı yakalayan (doğru düzgün) bir birey haline getirmek ön koşuldu.

Ortak Amaçlarda Buluşmak

Tam bu noktada aklımda başka bir soru beliriyor: Organizasyonu var eden ve organizasyonun devamlılığını sağlamakla yükümlü bireyler (kuruculardan yöneticilere, uzmanlardan stajyerlere), aklı başında bir kurum oluşturulması konusunda kurumsal iletişim profesyonellerine destek olmaya istekli ve hazırlar mı? Zira bir departman ya da bir kişiyle sınırlı olamayacak kadar bütüncül ve kritik önemdeki bu konu için kurumun yek ahenk bir ritim tutturması gerekiyor. Çünkü kurumsal iletişim ve/veya pazarlama departmanının yol gösterici olabileceği ancak organizasyonu oluşturan her birey ve birimin bu yolda yürümeye istekli, hevesli ve gönüllüğüne ihtiyaç duyulan, baştan ayağa 360 derece planlanıp uygulanma sorumluluğu ve zorunluluğu olan bir süreçten bahsediyoruz. Bence tam da bu noktada tıkanıyoruz. Bunu başaran ve ortak amaçlarda buluşup bir araya gelen birey ve birimler, kurumları ileri taşıyıp onları doğru düzgün bireyler haline getirirken kişisel hedeflere boğulan, yalnızca nakit akışını dikkate alan birim ve şirketler ise orta ve uzun vadede kaybolup gidiyor.

Paylaş 589