2022 yılı Dünya genelinde yaşanan aşırı sıcak hava dalgaları ve kuraklıklar ile İklim değişikliğinin artık krizin ötesinde “catastrophe” yani facia olarak anılmaya başladığı bir yıl oldu. 

Pakistan'da yaşanan sel felaketinde 33 milyon kişi yerinden oldu, iki binden fazla insan yaşamını yitirdi. 

Dünyanın en uzun 3'üncü nehri olan Çin'deki Yangtze Nehri kurudu.

Avrupa 500 yıldır görülmemiş bir sıcaklık dalgası ile kavruldu.

Ülkemizde de meydana gelen yangınlar, sel felaketleri ve kuraklık, iklim krizinin kapımızda değil evimizin içinde olduğunu şiddetlenerek göstermekte. 

Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı (COP27) “Uygulama için birlikte” sloganı ile bu yıl 6 – 18 Kasım tarihleri arasında yaklaşık 190 taraf ve gözlemci ülkeden 45 bin kişinin katılımıyla Mısır'ın Sharm El-Sheikh kentinde gerçekleştirildi. 

Afrika'nın COP'u olarak anılan COP27'de,
- gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliği nedeniyle maruz kaldıkları kayıp ve zararların tazmin edilmesi için bir fon oluşturulması,
- iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik taahhütlerin uygulamaya geçişinin hızlandırılması,
- düşük emisyonlu ve yenilenebilir enerji, adil enerji geçişi, iklim finansmanı, teknoloji transferi, kapasite geliştirme, işbirliğine dayalı eylemlerin artırılması ve küresel sera gazı emisyonlarında “acil” ve “sürekli” azaltım ihtiyacı gibi konular ele alındı.

COP27'de çok önemli söylemler üretildi ancak bu COP'un bana göre en önemli özelliği "İklim Değişikliği Eğitiminin" Konferansın en önemli gündem konuları arasında yer alması oldu. UNESCO Direktörü Audrey Azoulay'in ifadesi oldukça çarpıcı: “Eğitim yani Çevre ve İklim Eğitimi ilk defa Taraflar Konferansı tartışmalarının kalbinde yer alıyor”. 

COP27'de yakından takip ettiğim #Eğitim ve #İklimi Güçlendirmek için Eylem (#Action for Climate Empowerment) çalışmalarını ve müzakerelerini Bloomberg HT Eğitim Merkezi'nde Turgut Özay ile konuştuk. Bu linkten yayına ulaşabilirsiniz:https://www.youtube.com/watch?v=uooEutCyLKA