E-Ticaretin En Yakın Yol Arkadaşı: Yapay Zeka


İçerik Kategorileri
E-TİCARET YAPAY ZEKA

Son Yazıları
Algoritmalar Varlık Yönetiminin Yeni Efendisi Mi?
YAPAY ZEKA  FINTECH 
2021, 30 Haziran


Yapay zeka sağolsun, ele geçirmediği yer yok. Son birkaç yıldır geleneksel piyasaların önüne yapay zeka ekleniyor. Buna online harcamalar sayesinde 2022'de 1 trilyon doları aşması beklenen (2021 Adobe Dijital Ekonomi Endeksi) e-ticaret de dahil. Bu piyasaya ilişkin analizler son birkaç yılın ticaretinde en önemli yön belirleyicisi konumunda. Gelecek trendlerini, bu piyasayı büyüten faktörleri, piyasanın hangi öngörülerle hareket ettiğini, endüstri bazlı piyasa verilerini ortaya koyuyor. Bu analizler, birer teknoloji şirketine dönüşen özellikle de büyük ölçekli şirketler için bir yol haritası niteliğinde olduğu gibi, sektör ayırt etmiyor.

Piyasayı oluşturan yapay zeka yöntemlerini derin öğrenme, makine öğrenmesi ve Doğal Dil İşleme (NLP)  olarak sıralayalım. Bu yöntemlerin detayları çok önemli. Söz gelimi son bir yılın yapay zekadaki en büyük gelişmelerinden biri olarak kabul edilen doğal dil işleme modeli GPT-3'yi, yapay zekanın chatbotta insanla interaksiyonu bakımından önemli bir yol taşı olarak betimleyenler var. Yani, makinenin insanla konuştuğu anda onu daha iyi anlayan algoritmik bir yapıdan bahsediyoruz. E-ticaret uzmanları, eminim bunun değerinin çok iyi farkındalar. Ancak burada bir sorun var.

Tüm bu modeller bilimsel olarak kendilerini ispat etseler de, gerçek dünyanın ve ticaretin somut, spesifik beklentilerini karşılayabilecek düzeyde mi? Bunun cevabı, yüzde 100 evet değil. GPT-3'in OpenAI tarafından 2020'de açıklanmasının ardından, NLP'ye en çok ihtiyaç duyulan sağlık hizmetleri alanında yapılan deneylere bakalım. GPT-3'nin testlerde veri setlerini yanlış anladığı, hatta Fransa'da bir testte psikiyatrik sorunları olan bir kişiyi, intihar etmesi yönünde desteklediği yönünde haberler okumuştuk. Anlayacağınız, kullanıldığı her sektörde büyük maliyet tasarrufuna yol açacak bu teknolojinin, henüz kendimizi tamamen emanet edebileceğimiz bir noktada olduğunu söylemek iddialı olur. Kültürel alışkanlıklar bakımından yakın görüldüğümüz Brezilya'dan mayıs ayı sonunda gelen araştırmaya göre, insanlar artık karşılarında daha çok chatbot görmek isteseler bile…



Bir de derin öğrenme ve makine öğrenmesinin veri analizindeki başarısına bakalım mı? Neyi insandan daha iyi yapıyor? Gerçekçi beklentimiz ne olmalı? Zira malum, insanın yapacağı 3-4 aylık bir piyasa araştırmasını dakikalar içinde yapabilen bu teknolojiden beklentimiz büyük.
Bu iki modelin verileri anlamlandırması ve verileri her kişiyi “özel” hissettirecek teklifler, öneriler sunması yönünde kaydadeğer bir başarısı var. İnsanın bu modellerin başarısını yakalaması, zaman ve maliyet bakımından mümkün değil. Dijital araçlar insanın online ayak izlerini sürerken, derin öğrenme ve makine öğrenmesinin, yanlış da olsa hatta müşterinin beklentisini karşılamasa olasılığında bile yeni teklifler sunması, insanın rekabet edebileceği birşey değil. Yolun başında olduğumuzu da hatırlatmak gerek. Zira e-ticarette nihai hedef, tişört satın almak isteyen bir kişiye buzdolabı satabilmek.



Peki, yapay zeka e-ticaret piyasası hangi operasyonel ve dijital altyapılardan oluşuyor? Müşteri ilişkileri yönetimi, Nesnelerin İnterneti, tedarik zinciri analiz, depo otomasyonu, e-ticaret pazarlaması. 
Biz bu kapsamlı noktada pandeminin tedarik zinciri ve lojistik sektörünü farklı şekillerde yeniden yapılandırdığı ve yapılandıracağını gördük. Burdaki ana sorun “zamana dayalı üretimin talepteki artış ve düşüşü çoğunlukla görememesi” olarak tespit edilirken, yapay zeka ve makine öğrenmesi/derin öğrenme uzmanları işte böylesi ilginç bir zaman diliminde teslimat hattındaki veri yönetiminde yapay zeka ve makine öğrenmesinin eldeki veriyi değerlendirmesi konusundaki başarısının altını çiziyor.

Bir de dijital pazarlama konusuna değinerek yazıyı sonlandıralım. Dijital pazarlama, Türkiye'deki şirketlerin kendilerini gösterebilecekleri e-ticaret alanı. Bu alanda ve pazarlama harcamalarına ilişkin mayıs ayı sonunda gelen ilginç bir araştırma sonucu da var.

Avrupa'da 28 ülkeyi kapsayan AdEx Benchmark Raporu, Türkiye'nin 2020'de yüzde 34.8 ile reklam yatırımlarını en çok artıran ülke olduğunu ortaya koymuş. Dijital reklam pazarını display, arama motoru ve ilan sayfaları başlıkları altında analiz eden ve büyümeyi daha gelişmiş cihaz kullanımıyla tüketim alışkanlıklarına bağlayan raporun bu sonucu ne anlam ifade ediyor?



Bu büyümede yazılımsal başarı ve tüketici alışkanlıkları nereye oturtulmalı?
Bence e-ticaret platformları elindeki verileri paylaşmalı. Böylece ortaya, ekonominin pazarlama ayağında uzun soluklu, sürdürülebilir analizler ortaya çıkabilir. Daha çok Getir'imiz olsun. Buna ihtiyacımız var.

Paylaş 481