Yılın Kelimesi Kentsel Dönüşüm


İçerik Kategorileri
C-LEVEL GAYRİMENKUL GAYRİMENKUL DEĞERLEME GAYRİMENKUL TEDARİKÇİSİ YATIRIMCI

Son Yazıları
Yeşil İnovasyon, Yeşil Rekabet, Yeşil Dönüşüm
GAYRİMENKUL  SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK  GAYRİMENKUL TEDARİKÇİSİ 
IVS 2025 Versiyonunda İnsansız Gayrimenkul Değerleme
YAPAY ZEKA  GAYRİMENKUL  EĞİTİM  C-LEVEL  GAYRİMENKUL DEĞERLEME  TEKNOLOJİ  ÜRETKEN YAPAY ZEKA  TİCARİ GAYRİMENKUL 
2025, 30 Nisan

Yılın kelimesi Türkiye'de en çok gündemde kalan meselelere göre seçilseydi, bence son 10 yılın üst üste şampiyonu “Kentsel Dönüşüm” olurdu. Kariyerimin önemli bir bölümünü bu konuya adadığım için heyecan duyuyor olmam gerekir ama ne mümkün? Kentsel Dönüşüm öylesine gereksiz yerlerde kullanılan bir kelime dizisi haline geldi ki anlamını da fonksiyonunu da maalesef yitirdi. Akademide ve mevzuatta birçok geçerli tanımı olan kentsel dönüşüm, özünde yapılı çevrenin topyekûn iyileştirilmesi demektir. Dönüşüm kelimesini de biraz irdelersek, olduğundan farklı bir biçime evirilme anlamına gelmektedir; metamorfoz gibi, mutasyon gibi.

Günümüzde “kentsel dönüşüm” ifadesi yaygın olarak; eski apartmanların, piyasa sistemi içinde, inşaat yapımcısı ve kat maliklerinin anlaşmasıyla yıkılıp yerine yeniden apartman yapılması olarak anlaşılıyor. Aslında kentsel dönüşüm diyerek konuya geniş çaplı bir anlam yüklense de yapılan iş apartman müteahhitliğinden pek farklı değil. Altyapı, çevre, peyzaj, yollar, kaldırımlar, sosyal alanlar bu “kentsel” dönüşümden nasibini almıyor. Apartman binası yıkıp yerine yenisi yapıldığında “dönüşüm” gibi bir başkalaşmada söz konusu olmuyor. 

Madem yılın kelimesi olarak aday gösterdik, bu iddiamızı kanıtlamak için Kentsel Dönüşüm ifadesinin kimler tarafından nasıl kullanıldığına örnekler verelim. 

İstanbul Kozyatağı'nda sıkça gittiğim küçük bir ev yemekleri lokantası, baktım bir gün kapısına kocaman afiş asmış “Kentsel Dönüşüm sebebiyle taşınıyoruz, yeni yerimiz 100 metre ileridedir”. Bizim ev yemekçisinin, kentsel dönüşüm gibi büyük projelerde nasıl bir parmağı olabilir diye düşünmem gerekir. Ama tabi ki anlıyorum; bulunduğu bina yıkılacağı için taşınıyor. Bunun yerine “Kentsel Dönüşüm” hareketinin paydaşıymış gibi bir mesaj kullanıyor. 

Günlük konuşmalarda, çarşıda, pazarda kulak misafiri oluyorum:

- Bizim yan bina kentsele giriyor.
- Caddenin karşı tarafında kentsel dönüşüm yapacaklarmış.
- Antalya'da kentsel dönüşüm başladı mı?
- Çocukları kentsel dönüşüm nedeniyle evden çıkarıyorlar.

15-20 yıl kadar önce günlük konuşmalarda hiç bulunmayan bu kavram, artık halk arasında epeyce sık kullanılıyor. Birçok girişimci ve esnaf da kendi işini bu furyaya adapte edebiliyor. Bazen sokak arasında bir emlakçı dükkanına denk geliyorum, Her Türlü Kentsel Dönüşüm İhtiyacınızda Yanınızdayız” diye pankart asmış. Sormak isterim Efendim, siz kentsel dönüşüme ne sıklıkta “ihtiyaç” duyarsınız? Bunun “türleri” nelerdir? Biraz daha ileride bir tesisatçı dükkânı, vitrininin camında “Kentsel Dönüşüm Projeleriniz İtinayla Yapılır”. Hatta mobilya, mutfak mağazaları, mimarlık büroları. Küçük bir inşaat şantiyesine rastlıyorum,“Buradaki Binanın Kentsel Dönüşümü Grubumuzca Gerçekleştirilmektedir!” minare boyu afiş, iftihar dolu, Çin Seddi'ni sil baştan yapıyor. İlginçtir, kelimenin büyüsünden olabilir, bunu yazıp oraya asınca kendilerini gerçekten de koca kenti dönüştüren olağanüstü marifetli kuruluşlar olarak görebiliyorlar. 

Sadece yapım işi değil, yıkım işi yapanlar da bu kavramı sahiplenebiliyor. Büyükşehirlerimizde sıkça gördüğümüz şu inşaat yıkıntı atığı taşıyan devasa civciv sarısı kamyonları kullananlar, “Hocam biz de kentsel dönüşüm sektöründeyiz, işimiz acil, trafikte geçiş üstünlüğümüz olmalı" diyebiliyor. Hızlı sürmeleri bundanmış. Biraz daha sorsanız, onlar da bizleri depremden korumak için kahramanca çalıştıklarını anlatacaklar. 

Tam da burada deprem ve kentsel dönüşüm kelimelerinin, sihirli bir iple birbirlerine nasıl bağlandığına değinmek isterim. Günlük konuşmalarda rastlıyoruz:

-    Türkiye bir deprem ülkesi olduğu için kentsel dönüşüm mutlaka gerçekleşmelidir.
-    Deprem Haritaları Kentsel Dönüşüme ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu gösteriyor.
-    Kentsel dönüşümle beklenen İstanbul depremine hazır hale gelebiliriz.
-    Budepremdenen felaketin tek ilacı kentsel dönüşümdür Azizim!

Deprem ve kentsel dönüşüm kavramları birbirlerine bu şekilde iliştirildikten sonra, ekonomik fayda ve ticari niyetler masaya konmaya başlıyor. Daire metrekare hesapları, katların paylaşılması, müteahhidin “Vallahi kurtarmaz” inlemeleri, daire sahiplerinin dil dökmeleri “Biz bu daireyi az mı sebat edip aldık? Azcık daha metrekare ver şuradan!”, “Kaç ayda biter, anahtar teslim ne zaman?”, “Yerden ısıtma olacak değil mi?”, “Girişte gömme dolap için ne demiştik?”, “En üst katta kim oturacak?” …

İşler gerçekleşmeye başlayınca, deprem tehlikesi, yıkılma riski, can güvenliği filan bir kenara bırakılıyor; mimari detaylar, metrekare ve rant hesapları öne çıkıyor. Şu kadarını görüyoruz ki, dillerden düşmeyen bu kentsel dönüşüm modeliyle sadece ekonomik avantaja sahip, değer artış potansiyeli bulunan yerler dönüşebiliyor. 

Konumuz kentsel dönüşüm dil ve edebiyatı olduğu için sektör temsilcileri ve konunun uzmanları neler söylüyor, kentsel dönüşümü cümle içinde nasıl kullanıyor, biraz da ona bakalım:

Geçtiğimiz aylarda, severek izlediğim bir ekonomist çok çarpıcı bir tespitte bulundu, “Üsküdar'ın kentsel dönüşümü bence bitti, tamamlandı” dedi. Nasıl? diye sorulduğunda, deniz gören, ön sırada bulunan binaların zaten dönüştüğünü, arka sokaklaraysa müteahhitlerin rağbet etmediğini söyledi. Mantıklı bir bakış açısı. Üsküdar bitmiş, nitekim! 

Kentsel dönüşümü kendi kulvarlarında hareketlilik sağlamak için öne süren pragmatist sektör temsilcilerinden de bahsetmemiz gerekir. Geçenlerde bir madencilik sektör temsilcisini izliyorum, bazı madenlerin inşaat malzemesi üretimindeki yerini, daha fazla maden çıkartılabilmesi için orman alanlarına maden ruhsatı verilmesinin gereğini anlatıyor. Konuşması boyunca her cümlesini “Türkiye bir deprem ülkesi olduğu için ve kentsel dönüşüm çok önemli olduğu için…” diye gerekçelendiriyor. Bu nakarattan sonra hammadde, malzeme üretimi, inşaat yapımı ve dolayısıyla temsilcisi olduğu maden birliği de aynı amaç için; kentsel dönüşüm için çalışıp didiniyor. Ticari bir beklentisi yok, yanlış anlaşılmasın. 

Bu konudaki en isabetli yaklaşımı, yakın zamanda, duayen bir yerbilimleri hocası Üstadımdan dinledim. Kentsel dönüşüm ifadesinin yerli yersiz her tarafa monte edilmesine öylesine tepkiliydi ki… Konuşmasından aktarmak isterim, Üstadın kelimeleriyle: “Bu ülkeye kentsel dönüşüm lafı yanlış girdi, bence kentsel dönüşüm lafı kökten kalkmalı. Kentsel dönüşüm deyince koşuyorlar Bağdat Caddesi'ne üşüşüyorlar, boyuna inşaat yapalım diye. Depreme en duyarlı mahallelere, Zeytinburnu taraflarına uğramıyorlar çünkü bir daire orada 5 milyon ediyorsa, Bağdat Caddesi'nde 30 Milyon ediyor…” Üstada katılmamak ne mümkün?

Bu yazımda özellikle kentsel dönüşüm kavramındaki derin anlam kayboluşuna dikkat çekmeyi amaçladığım için teknik konulara girmiyorum. Kentsel Dönüşümün yılın kelimesi olmayı ne derece hak ettiğini ise siz değerli okuyucularımızın takdirine bırakıyorum.

Kapanışı yaparken, Türk Dil Kurumu'muzdan istirhamım; “Kentsel dönüşüm” ve “deprem” kelimelerini aynı cümlede kullanma zorunluluğu uygulamasına artık bir son verilmesidir.