Yalan Haber

Yaprak Çetinkaya

Yaprak Çetinkaya

Mümkün Dergi, Kurucu Ortak & Yayın Yönetmeni
PERAKENDE MEDYA / BASIN LIFESTYLE GENEL KÜLTÜR C-LEVEL
Yalan Haber

Kimse bir gazetecinin kaleminden yalan haber okumak istemez ama kendi kendine her gün onlarca yalan söyler.

Gözümüzü ayırmayı pek tercih etmesek de haber kanalları, web sayfaları ya da sosyal medya hesaplarına her geçen gün daha az inanıyoruz. Satılmış kalemler diyoruz, daha çok tık almak için haberleri çarpıtıyor diyoruz, hakkımız olanı yani gerçeği, doğru haberi duymak istiyoruz. Gördükleri her şeye inanan üst yaş grubu ile tatlı tatlı dalgamızı geçiyoruz. Dram seven insanoğlunun daha çok yorum yapıp daha çok paylaşacağını öngörerek bir habere aslında hiç olmamış detaylar katılmasına, bir olayın bağlamından koparılıp başka türlü -yayınlayanın isteğine göre- yayınlanmasına, görsellerin üzerinde oynanmasına, bir habere onunla ilgili olmayan görsel eklenmesine, hatta bir görsele bakarak hikâye uydurulmasına, yanıltıcı başlıklar ile okuyucu avlanmasına -farkında olduğumuz kadarıyla- çok karşıyız. Çok da haklıyız. 

Önceki yazıları okuyarak buraya geldiyseniz biliyorsunuz ki kendimizi daha iyi tanımak için kendimizden kendimize gazetecilik yapıyoruz. Yani mikrofonu kendimize tutuyoruz. 

Peki ya kendimiz yazıp kendimiz okuduğumuz yalan haberler… O kandırmacalar, kurmacalar? 

Olmayacağını bildiğimiz halde girdiğimiz ilişkiler, yürümeyeceğini en baştan bildiğimiz halde yaptığımız yatırımlar, sürdürmememizin doğru olduğunu bildiğimiz halde içinde kaldığımız evlilikler, hasta ya da rezil olma pahasına vazgeçemediğimiz koltuklar….

Peki bunu neden yapıyoruz?

1919 New York doğumlu sosyal psikolog Leon Festinger'in, Bilişsel Çelişki (Cognitive Dissonance) Teorisi bize önemli veriler sunuyor. Buna göre tutumları ve davranışları arasında uyum sağlama eğiliminde olan biz insanlar çelişki durumunda ortaya çıkan rahatsızlığı azaltmak için çeşitli stratejiler kullanıyoruz. Örneğin sağlığımız için daha iyi beslenmemiz gerektiğini bildiğimiz halde sevdiğimiz yiyeceklerden uzak kalmanın bizi strese soktuğuna ve stresin tatlıdan daha zararlı olduğuna kendimizi inandırıyoruz. Örneğin ben insanların o kadar da hareket etme ihtiyacı olmadığını iddia eden videolara bayılıyorum. Hele de üst üste hareketsiz kaldığım ve kendi kendimi yediğim günlere denk gelirse! Hele şu insanın oturduğu yerde ayaklarını oynatması bile yeterlidir diyen doktorun videosu var ya! Bu garip bilgiler kendimi kandırmam için harika fırsatlar! Onlar olmasa da yolumu bulurdum elbet. “Çok işim var, çok yoğunum, bugünlerde hava yağmurlu” falan, bana gerekçe mi yok. 

Kehanet Boşa Çıktığında Yıkılmayan Müritler

Konuyu araştırırken Prof. Dr. Acar Baltaş'ın kendi web sayfasında 10 Mayıs 2023 tarihinde kaleme aldığı yazıya denk geldim. Sayın Baltaş bu yazısında Festinger'in teorisinden bahsederken yine kendisinin Kehanet Boşa Çıktığında adlı kitabında yer alan tarikat örneğini aktarıyor. UFO'ların dünyayı işgal etmesi ile kıyametin kopacağına ve sadece kendilerinin hayatta kalacağına inanan bu tarikatın üyeleri, liderlerinin söylediği tarihte kıyamet kopmadığını görünce ciddi bir zihinsel çelişki yaşıyorlar. Ancak büyük çoğunluğu aldatıldığını kabul etmek yerine uzaylıların onlara ikinci bir şans verdiğine inanmayı seçiyorlar. Hayır, aptal oldukları için değil, temel inançları ile çelişen aşırı bir zihinsel stres yaşadıkları için yeni bir strateji üretiyorlar. Kandırıldıklarını kabul etmemek yoluyla kendilerini kandırıp hayatta kalmaya, kendilerini korumaya çalışıyorlar. Aksini kabul ettiklerini düşünsenize, ne büyük bir çöküş olurdu! Tabii bunu göze alan daha az sayıda insan her zaman var ve olacaktır.

Bu örneği düşününce sizin de aklınıza bize daha yakın örnekler gelmedi mi? “Göz göre göre nasıl hala bunu yapabiliyorlar?” dediğimiz onca insan, kendilerini içinde yaşadıkları çelişkiden kurtarmak için kim bilir nasıl bahanelere sığınıyorlar. Üstelik onların baktığı yerden muhtemelen biz de aynı durumdayız. 

Geçtiğimiz günlerde yaşanan ve 76 kişinin korkunç bir şekilde can verdiği Bolu'daki otel yangınında ortaya çıkan yetki karmaşasında herkes kendi tarafını masum göstermek için o büyük acının içinde bin bir türlü strateji üretmedi mi? Çünkü kimse sonuçları bu kadar acı olan ihmaller zincirinin ucunun kendisine dokunmasını istemiyor. Öyle olursa acısı daha da büyüyecek. 

Son birkaç yıldır Türkiye futbolunda ezeli rakipler birbirleri hakkında gerçekten uzaylıların gökten indirdiğine inanmamıza ramak kalan senaryolar üretmiyorlar mı? Bu insanların hepsi mi uyuşturuldu dediğimiz tüm bu olaylarda aslında o insanların sağlıkla hayatta kalmaya, yaşadıkları koşullarla baş etmeye çalıştıklarını düşününce belki de o kadar sinirlenmeyiz. 

Acımadı Ki!

Ben aslında öfkeli biri değilim. (Evden çıkmadan önce oğluna bağırdı ama çocuk çok yaramaz.)
Ben hiç kimseyi kıskanmam. (Kocasının kullandığı araca korna çalan sarışın kadın şoföre deli gibi bağırdı, kocası bile şaşırdı.)
Çok eli açık bir insanımdır. (Ne zaman birine bir şey ısmarlasa birkaç saat kadar içi huzursuz oluyor.)

Kimi beynimiz diyor kimi bilinçaltımız kimi de bilinçdışımız, bunu uzmanlar açıklasın, ama amaç şu: çelişkileri yok etmek. İyi bir babanın çocuğuna o kadar bağırmaması gerektiğine inanan adam elbette ki kendi çelişkisini dengelemek için çocuğun yaramazlığını bahane etmek zorunda. Bastırılmış nice duygumuzu trafikte boşaltan çoğumuza ikinci örneği açıklamaya gerek bile yok. Kendi adıma gerçek eli açıklığını, yani bir nedene bağlı olmadan verişin bizden önceki kuşakta kalan bir erdem olduğunu düşünüyorum. Geçen gün sosyal medyada izlediğim videodaki Havva teyze gibi. Üniversitede okurken Havva teyzenin karşı dairesinde oturan gençler onu ziyarete gidiyorlar. Çoğu parasız geçen gençlik günlerinde Havva teyze onları öyle bir beslemiş ki. Kapıda bir gün sarma, bir gün balık bir gün börek ile belirirmiş güzel insan. Sütümüz ve yoğurdumuz da eksik olmazdı diyor anlatan genç. Havva teyze mahcubiyetle gülümsüyor, incecik bir sesle teşekkür ediyor. Bu kadar koşulsuzca ve uzun süreli verebiliyor muyuz diye kendimize sormalıyız belki de. 

Lafı uzattım biliyorum. Dışarıda aradığımız manipülatörün içimizdeki parçasını gördüysek yola devam. 

Peki bunu neden yapıyoruz sorusunun cevabı aslında tıpkı yenilgiyi kabul etmeyen bir çocuk gibi acımadı ki deme isteği. Sadece kendimizi korumak için ve çoğunlukla bilmeden. Sorun şu ki bu kendimize söylediğimiz yalanları uzun vadede devam benliğimiz yara alıyor, ruhumuz özünden uzaklaşıyor. 

Kendinize söylediğiniz büyük ya da küçük yalanları fark etmeye, not etmeye, terk etmeye ne dersiniz?

Kendimizi kandırmadan ancak kendimize eziyet de etmeden, sevgiyle, şefkatle, özenle ve dürüstçe aynaya bakabildiğimiz, gerektiğinde sağlıklı çözüm yolları arayabildiğimiz günlere ve keyifle kaleme alacağımız nice gerçek mutluluk hikayelerine diyerek bu yazıyı burada noktalıyorum. 

Kalın sağlıcakla…

*Dijital Network Alkaş (“DNA”), blog yazarı tarafından DNA'da paylaşılan içeriklerin doğruluğundan, geçerliliğinden, güncelliğinden ve telif hakları konusundaki iddialardan sorumlu değildir. Tüm hukuki ve cezai sorumluluk blog yazarına aittir. 


428

İlgili Yazılar...

Nefes Alıp Veren Bir Deneyim “42 Maslak”
Blog
19 Eylül 2022
Erol Özmandıracı
Nefes Alıp Veren Bir Deneyim “42 Maslak”

Erol Özmandıracı
Bay İnşaat, Yönetim Kurulu Üyesi

AVM DİĞER C-LEVEL TİCARİ GAYRİMENKUL MAĞAZACILIK
Tüketici Algılarındaki Değişim
Blog
31 Mayıs 2021
Dr. Fatoş Karahasan
Tüketici Algılarındaki Değişim

Dr. Fatoş Karahasan
Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Gazeteci/ Yazar

LIFESTYLE
AAPGM 8. Dönem Mezunlarını Verdi
Haber
1 Nisan 2022
DNA Editör
AAPGM 8. Dönem Mezunlarını Verdi

DNA Editör
Editör

GAYRİMENKUL PERAKENDE
2023’ün Perakende Trendleri Raporu Yayımlandı - Mastercard Global Ekonomi E...
Rapor
31 Mart 2023
DNA Editör
2023’ün Perakende Trendleri Raporu Yayımlandı - Mastercard Global Ekonomi E...

DNA Editör
Editör

PERAKENDE FİNANS / EKONOMİ C-LEVEL MÜŞTERİ DENEYİMİ
E-ticarette OMS Nedir?
Haber
12 Nisan 2023
DNA Editör
E-ticarette OMS Nedir?

DNA Editör
Editör

E-TİCARET PERAKENDE
Başarılı Olmak İçin Yaşıyoruz da Nereye Koşuyoruz?
Blog
24 Nisan 2023
Aret Vartanyan
Başarılı Olmak İçin Yaşıyoruz da Nereye Koşuyoruz?

Aret Vartanyan
Yazar & Yaşam Atölyesi, Kurucu

LIFESTYLE
Güzel Günler Yakında
Blog
2 Mayıs 2023
Aret Vartanyan
Güzel Günler Yakında

Aret Vartanyan
Yazar & Yaşam Atölyesi, Kurucu

LIFESTYLE
PwC Türkiye'den Yeni Tüketicinin Yeni Denklemi Raporu
Rapor
2 Mayıs 2023
DNA Editör
PwC Türkiye'den Yeni Tüketicinin Yeni Denklemi Raporu

DNA Editör
Editör

E-TİCARET PERAKENDE DANIŞMANLIK / ARAŞTIRMA
2023 Perakende Sektörü Görünümü Raporu - Deloitte
Rapor
11 Mayıs 2023
DNA Editör
2023 Perakende Sektörü Görünümü Raporu - Deloitte

DNA Editör
Editör

PERAKENDE DANIŞMANLIK / ARAŞTIRMA
Perakendede Fark Yaratmak İçin Veri Pazarlaması
Blog
11 Temmuz 2023
Tunç Berkman
Perakendede Fark Yaratmak İçin Veri Pazarlaması

Tunç Berkman
TBS Investment & Management

PERAKENDE PAZARLAMA
Perakendeciler İçin Omnichannel Siparişlerin Yönetimi
Blog
13 Temmuz 2023
Ayşe Gedikli
Perakendeciler İçin Omnichannel Siparişlerin Yönetimi

Ayşe Gedikli
Arvato Türkiye, Dijital Ürünler İş Ortağı

E-TİCARET PERAKENDE DİJİTAL PAZARLAMA

Kayıtlı İçeriklerim