Şarjınız Yüzde Kaç?

Yaprak Çetinkaya

Yaprak Çetinkaya

Mümkün Dergi, Kurucu Ortak & Yayın Yönetmeni
MEDYA / BASIN LIFESTYLE C-LEVEL
Şarjınız Yüzde Kaç?

Telefonun alarmı çalmaya başladığında saat 07.15'i gösteriyor.  Tüm gece prizde bekleyen telefon %100 dolmuş. Sadece uykusunu alamadığının farkında, kuşların sabah telaşını, perdenin aralığından sızan güneşi ise hiç fark etmeden otomatik hareketlerle kalkıyor yataktan Seda. Eğer onun da bir ekranı olsaydı, sağ üst köşede %60 yazması çok mümkün. Telefonu kadar bile şarj olamamış. 

Eksik enerji ile başlanan bir gün daha…

Aynada yüzünü inceliyor. Gözaltları biraz koyu, cildi artık eskisi kadar esnek değil ve boynundan aşağısına bakmayı bile istemiyor artık. Sosyal medyada gezinirken, diziler, filmler izlerken, alışveriş merkezlerinde gezerken ve hatta arkadaşları ile sohbet ederken sürekli üstüne boca edilen daha zayıf olma ve daha genç görünme zorunluluğu, kendini özellikle daha şişman ve yaşlı hissettiği bu sabahta göğsünün ortasını bir mengene gibi sıkmaya başlıyor.  Onu daha zayıf gösterdiğine inandığı yüksek bel siyah pantolonunu, beyaz gömleğini, topuklu botlarını tercih ediyor. Yüzünü ince göstersin diye saçlarını yüksekten sıkı sıkı toplayıp, uzun küpeler takıyor. İnsanların onu nasıl göreceklerine dair bir fikir edinmek için bir kez daha aynaya bakıyor.  Diğer insanların dış görünüşü hakkında ne düşüneceklerine dair ciddi bir enerji kaçağı yaşadığının farkında değil.

Enerji seviyesi: %50

Evden çıkıyor, otoparka iniyor, arabasını çalıştırıyor. Eviyle ofisinin arası normal şartlarda 20 dakika ama İstanbul gerçekleri eklenince süre iki katına çıkıyor. Otomatik olarak açılan radyoda ülke gündemini değerlendiriyor ihtiyar gazeteci. Ekonomiden özgürlüklere, onlarca insanın öldüğü felaketlerden çocuk katillerine geniş bir yelpaze var yine gündemde. Canı sıkılıyor. Ülkeden gitmek için geç kaldığına yanarken arkasından korna çalan şoföre yönlendiriyor sinirini. Adam dünden razı, iyice yaklaşıp selektör yapmaya, kornaya basmaya devam ediyor.  Seda yavaşlayan trafiği fırsat bilip bir anlık refleksle frene basıyor. Adam çıldırıyor. Tam zamanında durdurduğu arabasından inip ön tarafa doğru yürümeye başlıyor. Seda'nın frendeki ayağı titriyor ama hiç belli etmiyor, camı indirip kendisine yaklaşmakta olan adama onu daha da sinirlendirecek bir hareket yapıyor ve yeşil ışığı fırsat bilip gaza basıyor. Adamın şaşkın ve kızgın bakışlarını dikiz aynasından görünce gülmeye başlıyor. Ancak birkaç saniye sonra içini bir sıkıntı kaplıyor. Ne gerek vardı elin adamı korna çaldı diye bunca öfkelenmeye diye düşünmeye başlıyor. Ofistekiler duysa ne şaşırırlardı, sakin Sedacık trafikte adam çıldırtıyor, bak sen! Gücündeki yeni bir kaçağın farkında değil.

Enerji seviyesi: %45

Şirketin kapısından girerken kendini güvende hissediyor. O tip adamların neyse ki giremeyeceği güvenlik kapısına kartını okutup içeri geçiyor. Kartını boynuna asıyor. Bugün yeni bir projenin ilk toplantısı yapılacak. Bu sefer kendini geride tutmamaya kararlı. Fikirlerini daha net bir dille aktaracak. Bir saat kadar sonra genel müdür kata geliyor, masasının önünden selam vermeden geçiyor, diğer masadaki Esra'ya eliyle gel işareti yapıp toplantı odasına giriyor. 
“Acaba ekipte değil miyim?” 
Çok uzun yıllardan beri tanıdığı o duygu gelip içine yerleşiyor tekrar: 
“Beni aralarına almıyorlar.” 
Sanki tuvalete gidecekmiş gibi yerinden kalkıyor, toplantı odasının önünden hiç bakmıyormuş gibi geçerken tüm duyularını açıp neler olduğunu anlamaya çalışıyor. Mecburen girdiği tuvaletten çıktığında çağrıldığını duyuyor. Koşar adımlarla gidiyor. Herkes yerlerine oturmuş, sonuncu kişi olarak toplantı odasındaki yerini alıyor. Ancak kendi kendine aldığı kararları insanların içindeyken bir türlü gerçekleştiremiyor. Fikirleri dosyada kıpır kıpır ama onun sesi çıkmıyor. Adam beğenmeyip eleştirecek, diğerleri bıyık altından gülecekmiş gibi geliyor. Bu hep böyle oluyor. Ama neden böyle oluyor? O sırada daha önce laf arasında söylediği bir fikri Esra genel müdüre kendi fikriymiş gibi sunuveriyor. Ne zamandır devam eden enerji kaçağı bir anda daha güçleniyor. 

Enerji Seviyesi: %35

Murat'tan hala ses yok. Dün akşam uçağı ile Berlin'e gitti. Üç gün orada kalacak. Dönüşte buluşmak üzere sözleştiler. Bu sefer çok daha iyi bir başlangıç yapacaklarına inanmak istiyor. Ama Murat'ın dün akşamdan beri tek satır yazmaması canını sıkıyor. İnsan düşünmez mi, özlemez mi, merak etmez mi, ben mi yazsam diye düşünce trenleri geçiyor zihninden. Üstüne gitmek, onu sıkmak istemediği için kendini işe vermeyi seçiyor, telefonunu ofiste bırakıp kahve molasına çıkıyor. Esra ile karşılaşıyor ancak ona hiçbir şey söyleyemiyor. Dönüşte hala bir mesaj gelmemiş olması canını daha da sıkıyor.  Önceki gün annesi ile yaptığı telefon görüşmesinin üstüne bu durum çekilecek gibi değil. “Ne zaman?” ile başlayan sorulara takıldıkça o “zaman” hiç gelmiyor, artık bunu anladı ama annesi anlamak istemiyor. İnsan doğar, büyür, okur, evlenir, çocuk doğurur şeklinde giden dizgiden çıkarırsa kendini, hatalı üretim olacakmış gibi davranan dünyaya isyan ediyor için için. Ama şu an Murat'a dünyanın geri kalanından daha çok kızgın. 

Enerji Seviyesi: %25

Bu akşam neyse ki sinema akşamı! Arzu'yla gidecekler. Arzu ona hep iyi geliyor. İyi ki var. Filmi de o seçti. Kesinlikle daha iyi hissedeceğinden emin. Öncesinde hızlıca bir şeyler atıştırıp filme giriyorlar. Perfect Days. Tokyo'da tuvalet temizleyen bir adamın hayatını anlatıyor. Kenar mahallede küçük bir evde yaşayan, eski bir minibüs kullanan ve işi umumi tuvaletleri temizlemek olan bir adamın derin huzuru ile sarsılmış bir halde çıkıyor filmden. Hem umutlu hem de üzgün. Arzu filmin müziklerinden bahsederken Seda kahramanın öğle arasında parkta bir küçük sandviç yiyip ağaçları seyrederken hissettiği huzuru kalbine nasıl çağıracağını düşünüyor. Sonra izlediğinin bir film olduğunu kendine hatırlatıp rahatlıyor: “Gerçek hayatta hiçbir şey bu kadar kolay değil.” Yine de o akşam derinlerden bir yerden kendisine seslenilmiş gibi hissediyor. Bu ona iyi geliyor.

Enerji Seviyesi: %40 

22.00 Eve varıyor. Makyajını temizliyor, pijamalarını giyiyor, birkaç saattir bakmamak için direndiği telefonunu kontrol ediyor. Murat'tan gelen iki kelimeyi okuyor: “Nasıl gidiyor?” İçinde bir sıkıntı yükseliyor. Filmin kahramanı Hirayama'nın huzurlu gözlerini hatırlıyor. Cevap yazmamaya karar veriyor. Bir hafta sonra bu numarayı engelleyeceğini kendisi de henüz bilmiyor.  Her sabah tıpkı Hirayama gibi huzurla yataktan kalkabilmek için neyi eksik? Bu soruyu, üzerine düşünmeye değer buluyor. Bir çıkış yolunun cılız ışığını görmüş gibi hissediyor. 

Enerji Seviyesi: %50

Bugün şanslı bir gün. %50 ile başlamış olsa da enerjisini, gücünün neredeyse tamamını geri toplamayı başararak giriyor yatağına. O gün sosyal medyada gezmeye fırsat bulamadığı için şarjı hala %60 olan telefonundan geride ama birçok insandan ileride... 

Peki sabahın ilk saatlerinde dahi ortada olmayan yüzde 50 nerede? Ne kadar zaman oldu onu kaybedeli? Tek seferde mi gitti yoksa zaman içinde parça parça mı dağıttı onu fark etmeden? Çocukluktan kalma bir ihmalin izi, okul günlerinden kalan bir zorbalığın yarası, bir ilişkiden kalmış kalp kırıklığı, içine doğduğu toplumun sözde doğruları ile içine işlemiş ve onu geride tutan nice inanç kalıbı, zorunda olduğuna inandırıldığı yaşam biçimleri, olmadan olmayacağına inandığı para miktarları, hayatını kazanmasına yetmeyeceği söylenen yetenekleri, babasının söylediği bir söz, gözünde yaş görür görmez kaşı kalkan annesinin yüzü, o çok korktuğu öğretmeninin sertliği, nice sefer insanların önünde konuşurken titreyen sesi, yeterince uzun bulunmayan boyu, kendine acımaları ve bunu örtmek için kullandığı gurur ve yargı yüklü stratejiler… Ve daha neler neler… Doğduğunda yüzde yüz olan gücünden sinsi sinsi çalan nice müdahale ve bunları hiç fark etmemiş olan kendisi! Ah kendisi! 

***

İşte bu Seda'nın hikayesiydi. Hayali bir kahraman olsa ve konular oldukça yüzeysel, sadece bir fikir vermek için ele alınmış olsa da hepimiz biraz Seda'yız.  O zaman bu hikâye benzeri yazımızınkendinden kendine gazeteciliksoruları da şunlar olsun:

  • Bu hayatın içinde genel olarak şarjım kaç?
  • Sabahları güne genellikle yüzde kaçla başlıyorum?
  • Neyi değiştirseydim, nelerden korkmayı bıraksaydım, hangi adımları atabilseydim %100'e daha yakın olurdum?
  • Bu adımları neden atamıyorum?
  • Bir önceki soruya verdiğim cevaplar gerçek mi, bahane mi?
  • Gücümün optimum seviyesinde yaşayabilseydim bu nasıl bir yaşam olurdu?

Kalın sağlıcakla…

*Dijital Network Alkaş (“DNA”), blog yazarı tarafından DNA'da paylaşılan içeriklerin doğruluğundan, geçerliliğinden, güncelliğinden ve telif hakları konusundaki iddialardan sorumlu değildir. Tüm hukuki ve cezai sorumluluk blog yazarına aittir. 


365

İlgili Yazılar...

Nefes Alıp Veren Bir Deneyim “42 Maslak”
Blog
19 Eylül 2022
Erol Özmandıracı
Nefes Alıp Veren Bir Deneyim “42 Maslak”

Erol Özmandıracı
Bay İnşaat, Yönetim Kurulu Üyesi

AVM DİĞER C-LEVEL TİCARİ GAYRİMENKUL MAĞAZACILIK
Tüketici Algılarındaki Değişim
Blog
31 Mayıs 2021
Dr. Fatoş Karahasan
Tüketici Algılarındaki Değişim

Dr. Fatoş Karahasan
Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Gazeteci/ Yazar

LIFESTYLE
2023’ün Perakende Trendleri Raporu Yayımlandı - Mastercard Global Ekonomi E...
Rapor
31 Mart 2023
DNA Editör
2023’ün Perakende Trendleri Raporu Yayımlandı - Mastercard Global Ekonomi E...

DNA Editör
Editör

PERAKENDE FİNANS / EKONOMİ C-LEVEL MÜŞTERİ DENEYİMİ
Başarılı Olmak İçin Yaşıyoruz da Nereye Koşuyoruz?
Blog
24 Nisan 2023
Aret Vartanyan
Başarılı Olmak İçin Yaşıyoruz da Nereye Koşuyoruz?

Aret Vartanyan
Yazar & Yaşam Atölyesi, Kurucu

LIFESTYLE
Güzel Günler Yakında
Blog
2 Mayıs 2023
Aret Vartanyan
Güzel Günler Yakında

Aret Vartanyan
Yazar & Yaşam Atölyesi, Kurucu

LIFESTYLE
Şirket Hedefleri Kurşun Kalemle Yazılıyor!
Blog
19 Temmuz 2023
Selçuk Ergenç
Şirket Hedefleri Kurşun Kalemle Yazılıyor!

Selçuk Ergenç
Capital Dergisi, CEO Talk Yazarı

FİNANS / EKONOMİ C-LEVEL
Teslimiyet
Blog
28 Temmuz 2023
Aret Vartanyan
Teslimiyet

Aret Vartanyan
Yazar & Yaşam Atölyesi, Kurucu

LIFESTYLE
Sosyal Medya Artık Tehlikeli Bir Bağımlılık mı?
Blog
18 Ağustos 2023
Aret Vartanyan
Sosyal Medya Artık Tehlikeli Bir Bağımlılık mı?

Aret Vartanyan
Yazar & Yaşam Atölyesi, Kurucu

GELİŞTİRİCİ LIFESTYLE SOSYAL MEDYA
Futurecommerce360 ile Ticaretin Geleceği Masaya Yatırılacak
Haber
22 Ağustos 2023
DNA Editör
Futurecommerce360 ile Ticaretin Geleceği Masaya Yatırılacak

DNA Editör
Editör

AVM BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ C-LEVEL DANIŞMANLIK / ARAŞTIRMA DERNEK / FEDERASYON / BİRLİK / VAKIF DİJİTAL PAZARLAMA E-İHRACAT E-TİCARET GELECEK / FUTURIST GİRİŞİMCİLİK İNSAN KAYNAKLARI LOJİSTİK PERAKENDE START-UP TEKNOLOJİ YAPAY ZEKA
C-Level Yöneticilerin Yapay Zeka İle İmtihanı: Ne Yapmalı?
Blog
7 Eylül 2023
Nevzat Çalışkan
C-Level Yöneticilerin Yapay Zeka İle İmtihanı: Ne Yapmalı?

Nevzat Çalışkan
Group Medya, Kurucu Ortak

YAPAY ZEKA C-LEVEL
Inbusiness 2023 Yatırım Raporu
Blog
21 Eylül 2023
Çiğdem Yücesoy Subaşı
Inbusiness 2023 Yatırım Raporu

Çiğdem Yücesoy Subaşı
Inbusiness, Yazı İşleri Müdürü

FİNANS / EKONOMİ YATIRIMCI C-LEVEL
Kişisel Dönüşüm ile ‘Gerçekten Yaşamak’
Blog
22 Eylül 2023
Aret Vartanyan
Kişisel Dönüşüm ile ‘Gerçekten Yaşamak’

Aret Vartanyan
Yazar & Yaşam Atölyesi, Kurucu

LIFESTYLE
Bir Gün Herkes 15 Dakikalığına Meşhur Olacak
Blog
5 Ekim 2023
Yelda İpekli
Bir Gün Herkes 15 Dakikalığına Meşhur Olacak

Yelda İpekli
Marka Yönetim Uzmanı

DİĞER LIFESTYLE PAZARLAMA SOSYAL MEDYA

Kayıtlı İçeriklerim